14 Ekim 2013 Pazartesi

202

"Mühendislerimiz sağlıklı, güçlü, aktif, işe yarayan ve işini seven insanlar. Oysa mimarlarımız inançsız, işsiz, kendini beğenmiş ve huysuz. Çünkü yakında onlara yapacak iş kalmayacak. Artık süs olsun diye bina dikecek kadar paramız yok. Ama herkesin banyo yapması lazım. Mühendislerimiz insanlara bu olankları sunabilecek yeteneklere sahip bu yüzden geleceğin bina tasarımcıları onlar olacak."

Le Corbuser - 1923

*Mutluluğun Mimarisi - Alain de Botton

Bugünün göze batan, ahenkten yoksun, tek tip, sadece fonksiyonel olan yapılanmasının temellerinin atıldığı yıllar. Estetik bu anlayışla beraber tarihe karışmaya başlıyor. Umudum yakın bir zamanda insanın ve toplumun neyi kaybettiğinin farkına varması ve geçmişten bu güzelliği  geri çağırması..

201

Kullanışlı ve işlevsel olanı güzel bir şeye dönüştürmektir mimarinin görevi.

*Mutluluğun Mimarisi - Alain de Botton (Karl Friedrich Schinkel)

200

Ancak acıyla tanışınca gözümüzde değer kazanır güzel şeyler.

*Mutluluğun Mimarisi - Alain de Botton

199

Kış gelince baharın güzelliğinden geriye hiçbir şey kalmayacak. Bu güzelliğin de insanın güzelliği gibi; insanın yarattığı ya da yaratabileceği bütün güzel şeyler gibi yok olup gitmeye mahkum olduğunu unutamıyorum.

*Mutluluğun Mimarisi - Alain de Botton (Rilke)

198

Rivayete göre antik Yunan stoacı filozoflarından Epictetus evi yanıp kül olduğu için karalar bağlayan bir dostuna "evrenin düzenini birazcık kavramış olsaydın birkaç taş, kaya parçası için böyle sızlanmazdın" demiş.

*Mutluluğun Mimarisi - Alain de Botton

197

İstisnası olmayan kaide yoktur.

*Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş - José Saramago

196

Ölüm cennete açılan tek kapıdır ve cennete hiç kimse sağ gitmemiştir.

*Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş - José Saramago

195

Eğer felsefe yapıyorsak, bu öleceğimizi bildiğimizdendir. Montaigne bey demiştir ya felsefe yapmak ölmeyi öğrenmektir.

*Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş - José Saramago

194

Ölümsüzlük varken içinde sen cennete, sen cezanı çekmeye, sen doğrudan cehenneme yazan ancak ölüm anında açılacak mühürlü bir zarf yoktur.

*Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş - José Saramago

193

Devlet görevlisi: Bundan sonra kimse ölmezse kilise ne yapmayı düşünür acaba?
Kardinal: Bundan sonra kimse ölmezse devlet ne yapacaktır?

Hiç kimsenin ölmediği bir hayatta 'öteki dünyanın' ticaretini yapanlar ve devlet varlığını nasıl sürdürür?

*Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş - José Saramago

192

Ölüm ortadan kalktığında diriliş de olmayacaktır, diriliş umudu ortadan kalktığında da kilise yok olur.

*Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş - José Saramago

191

Neden sigara içiyorsun; "çünkü öksürmeyi seviyorum".

*Kış Günlüğü - Paul Auster

190

Sonunda ciddi zarar vereceğini bile bile kötü alışkanlıklarını sürdürüyorsun, yaşlandıkça da yıllardır sana o kadar haz vermiş olan küçük purolarını ve sık sık içtiğin şarabı bırakma isteğin de cesaretin de azalıyor; bazen bu şeyleri hayatından bu kadar geç yaşta çıkartırsan gövdenin paramparça olacağını, yaşamsal mekanizmanın çalışmayacağını düşünüyorsun. Hiç kuşkusuz sakat ve yaralı bir insansın, ta başından beri içinde yara taşıyan birisin.

*Kış Günlüğü - Paul Auster

189

Suçsuz insan yoktur suçtaki sorumluluğu değişen insan vardır.

*Ejderha Dövmeli Kız - Stieg Larsson

188

Tekerrür takıntısı; bilinçaltından kaynaklanan engel olunamaz bir süreçtir. Davranışlarının sonucu olarak özne kendisini bile bile üzücü durumlara düşürür ve böylece eski bir deneyimi tekrarlar ama kendisi bu prototipin farkında değildir. Aksine durumun bütünüyle o anın koşulları nedeniyle oluştuğuna var gücüyle inanır.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton

187

Düşündüğüm yerde değilim ve bulunmadığım yerde düşünüyorum.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton (Locan)

186

Öncelikle, insan bireysel eylemleri güdülerinden bağımsız olarak, tamamen yararlı ya da zararlı sonuçlarına bakarak iyi ya da kötü olarak değerlendirir. Ama çok geçmeden, tayin ettiklerinin kökenini unutur, iyi ve kötü değerlerinin davranışların sonuçlarını gözönünde bulundurmadan iyi veya kötü olduğunu sanır.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton (Nietzche)

185

Her insan kendisini hoşnut eden ve kendisine zevk verenlere iyi der; etmeyenlere ise kötü. İnsanların yapısı nasıl birbirinden farklıysa, iyi ile kötü arasındaki ortak ayrımlarla ilgili düşüncelerinde de birbirlerinden farklıldırlar.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton (Hobbes)

184

Herhangi bir davranışın ahlakça iyi sayılabilmesi için ahlak yasalarına boyun eğmiş olması yeterli değildir. Ayrıca bizzat ahlaki yasalar uğruna da yapılmış olması gerekir.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton (Kant)

183

'Seni arzuluyorum / Seni arzulamıyorum'. Her iki durumda da mesajın yerine ulaşması için bir asır geçer.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton

182

Aşk ilk görüşte doğabilir ama aynı hızla ölmez.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton

13 Ekim 2013 Pazar

181

Neden beni seviyorsun veya sevmiyorsun soruları cevaplaması zor sorulardır. Bu soruların yanıtını bilmek aslında gereksizdir, çünkü nedenlerine göre davranamayız.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton

180

Varlığına dair pek kanıt bulunmuyorsa aşkı sürdürmenin sonucu ancak küçük düşmektir.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton

179

İnsanın tüm mutsuzluğu odasında tek başına duramamasından kaynaklanır.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton (Pascal)

178

İnsanların kötü olduğunu söylememeliyiz asla, yeter ki neden öyle davrandıklarını görebilelim.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton

177

İnsan, yalnızlık içinde yaşadığında bir karakter dışında her şeyi kendi kendine edinebilir.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton (Stendhal)

176

Kırk yaşına geldiğinde herkesin suratı hak ettiği gibi olur.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton (George Orwell)

175

Güzellik; öznesi ne olursa olsun bir şey eklendiği, yok edildiği ya da değiştirildiği taktirde bozulan bir orantı ve bağlantı ile bir bütün oluşturan, tüm bölümler arasındaki uyumdur.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton (Leon Batista Alberti)

174

Adını hak eden tek özgürlük, başkalarını özgürlüklerinden alıkoymadığımız ya da kendi özgürlüğümüzü elde etmek için onların çabalarını engellemediğimiz sürece kendi doğrumuz doğrultusunda kendi bildiğimiz yolda ilerlemektir. Uygar bir toplumda belli insanlar üzerinde güç kullanmanın tek haklı gerekçesi, başkalarını korumak olmalıdır. Fiziksel ya da ahlaki anlamda menfaatler yeterince haklı bir neden değildir.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton (John Stuart Mill)

173

Olgun bir insan ilk görüşte aşık olmaz. Aşık olmak, insanın atlayacağı suyun ne kadar derin olduğunun bilincinde olmasıyla başlar.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton

172

En ciddi engel en çok yeğlenen engeldir. Tutkuyu çoğaltandır.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton (Denis de Rougement)

171

İnsanın sahip olduğu bir şeyi sevmesi alışıldık bir durum değildir.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton (Anatolie France)

170

Aşk, bizden kaçanı yakalamak için duyulan çılgın arzudan başka bir şey değildir.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton (Montaigne)

169

Beni seviyorsan, yeterince tanımıyorsun, yeterince tanımadığına göre de tanıyana kadar sevgine alışmak delilik olur.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton (Marx)

168

Oscar Wilde'ın gümrüğe tabi bir şeyi olup olmadığını soran gümrük memuruna verdiği yanıt, "Yalnızca deham"dı.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton

167

Aşk, gereksinimlerimizi görülmemiş hız ve özelliklerle yeniden belirler.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton

166

Her aşık oluş umudun kendini bilmişliğe karşı zaferidir. Kendimizde gördüklerimizi, onda görmemeyi umarak aşık oluruz.

*Aşk Üzerine - Alain de Botton (Oscar Wilde)

165

İnsanların asıl yüzünü görmek hem kolay hem de bir işe yaramıyor.

* Aşk Üzerine - Alain de Botton (Elias Conetti)

164

Arthur Koestler "Janus" isimli kitabında evrimin bir yerde takıldığını iddia ediyor. Her ana çocuğunu doğurduğunda onun bir gün öldürülebileceğini düşünmüyordu. Her insan yaşlanacağını ve hayatını doğal bir ölümle sonlandıracağını sanıyordu. Ama yüz milyonlarcası başka insanlar tarafından öldürülüyordu.

*Serenad - Zülfü Livaneli (Mimesis)

163

Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet acizdir: adeleti olmayan güç ise zalim. Gücü olmayan adalete mutlaka bir karşı çıkan olur, çünkü kötü insanlar her zaman vardır. Adaleti olmayan güç ise töhmet altında kalır. Demek ki adalet ile gücü bir araya getirmek gerek; bunu yapabilmek için de adil olanın güçlü, güçlü olanın ise adil olması gerekir.
Adalet tartışmaya açıktır. Güç ise ilk bakışta tartışılmaz biçimde anlaşılır. Bu nedenle gücü adalete veremedik, çünkü güç adalete karşı çıkıp kendisinin adil olduğunu söylemişti. Haklı olanı güçlü kılamadığımız için güçlü olanı haklı kıldık.

*Serenad - Zülfü Livaneli (Pascal'dan alıntı)

162

Mavi Alay, Türk Hükümeti telkiniyle Nazi Almanyası safına geçen Kırım Türkleri'nin oluşturduğu ordudur.

*Serenad - Zülfü Livaneli

161

'Barbar' Yunanca'da yabancılar için kullanılan bir kelimeydi. Yunanlı olmayan herkes; Persler ve Asyalılar barbardı. Bu kelime Avrupalılar tarafından benimsenip Avrupalı olmayanlar için kötü anlamda kullanılmaya başlandı.

*Serenad - Zülfü Livaneli

26 Ocak 2013 Cumartesi

160

2003 AKP ikiz yasaları onayladı. 'Bir ülke içinde kendini halk olarak tanımlayanlar, kendi kaderini tayin hakkına sahip olacaklardır'.

*Kaçın Demokrasi Geliyor - Banu Avar

159

Dünyanın bir numaralı devleti ABD 22 eyaleti moratoryum ilan etmesine, merkez bankasının kasasının boş olmasına, 10 yıl daha yaşar mı diye tartışılıyor olmasına rağmen başkanlık sistemi ile yönetiliyor. Amerika'nın gerçek muhalefeti başkanlık sistemini Amerika'nın en tehlikeli ihraç ürünü olarak nitelendiriyor. Dünyada 30'dan fazla ülkenin, Amerika'dan ithal ettiği başkanlık sistemi nedeniyle anayasal çöküş yaşadığı belirtiliyor.

*Kaçın Demokrasi Geliyor - Banu Avar

158

"Müslümanların tüm değerlerini tahrip ettik. Felsefeleri, dinleri mahvoldu. Artık hiçbir şeye inanmıyorlar. Derin bir boşluğa düştüler. İntihar ve anarşi için olgun hale geldiler." Diyalogun babalarından Katolik Lois Massignon "Hayal ettiğimiz yere ulaştık" diyor.

*Kaçın Demokrasi Geliyor - Banu Avar

157

Dinler arası diyalog, Kilise'nin bütün insanları Kilise'ye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır. (Vatikan açıklaması)

*Kaçın Demokrasi Geliyor - Banu Avar

156

"Güç, istediğini alabilmek için diğerini etkilemek demektir. Bunu üç şekilde yapabilirsiniz. Birincisi sopa metodudur. İnsanları tehdit edersiniz. Öbürü havuç metodudur. İnsanları ödeme yaparak etkilersiniz. Veya insanları sizin istediğinizi istemeleri için ikna edersiniz. İşte onları ikna ederek, çekim merkezi oluşturarak istediğiniz noktaya getirmeye "yumuşak güç" denir." (Joseph Nye Milli İstihbarat Uzmanı)

*Kaçın Demokrasi Geliyor - Banu Avar

155

Bir düşman algısı olmadan oligarşik düzen kurulamaz. Finans baronları savaş korkusu olmadan sosyal ve ekonomik ilişkilerini başkalarına dayatamazlar. O nedenle histeri içinde tamamen yalana dayalı bir düşman yaratırlar. (Webster Griffin Tarpley)

*Kaçın Demokrasi Geliyor - Banu Avar

154

Koruma Sorumluluğu Yasası: Eğer bir ülke kendi vatandaşlarını koruyamıyor ya da korumuyorsa diğer ülkelerin müdahale hakkı vardır. Kanada Hükümeti'nin BM'ye önerisi.

*Kaçın Demokrasi Geliyor - Banu Avar

153

"Amerikan kapitalizminin temel hedefi, zayıf ülkelerin ham maddelerini ve ulusal pazarlarını açık birer kapı olarak tutmaktır. Bunun için diplomasi ve gerekirse zor kullanılmalıdır." (Woodrow Wilson ABD Başkanı - 1912)

*Kaçın Demokrasi Geliyor - Banu Avar

152

"Hedef ülkeye bir milyonluk bir kredi ayarlanır. Mesela Ekvador. Bununla havaalanları, yollar, köprüler, limanlar yapılır. Halkın hiçbir ihtiyacını gidermeyecek görmeyecek bir yığın inşaat dikilir, gidip yönetimlere rüşvet veririz. Onları büyük miktar kredi almaya ikna ederiz. Nasılsa bu paranın %90'ı Amerika'ya geri gelecektir. Ülkeyi büyük bir borca sokarız. Bu borç durmadan büyür. Ekvador'un milli bütçesinin yarısını bulur. Sağlık ve eğitime kuruş kalmaz, tarım arazileri yok olur, ülkede küçük bir azınlık rüşvetlerle olağan üstü zenginleşir. Halk yoksulluk içinde debelenir. Tepe noktasındakileri kendine bağla, hedef ülkeyi borçlandır. Etnik ve dini olarak ayır. Zengin kaynakları iç et.. Gerçek demokrasi yeşerdiği anda ez. Meclisler asla halkın gerçek temsilcilerine açılmasın. Sandığa gidenler hep benim adamlarımı koltuğa taşısın." (John Perkins - Ekonomik Tetikçi)

*Kaçın Demokrasi Geliyor - Banu Avar

151

Kaynaklar Batı'ya akıyorsa en kanlı diktatör bile 'demokrat' sayılır. En demokrat rejim, eğer kapıları Batı'ya kapalıysa 'dikta'dır.

*Kaçın Demokrasi Geliyor - Banu Avar

150

"Bana bir yalan söyleyerek Irak rejimini devirme şansı verildi. Ben ve oğullarım, Irak'a demokrasinin gelmesine neden olmaktan dolayı gurur duyuyoruz." (Iraklı mühendis Ahmed Elvan el Cenabi - Irak'ta biyolojik silah buluduğu iddiasını atan mühendis)

*Kaçın Demokrasi Geliyor - Banu Avar

149

"Afganistan'da hiçbir zaman bulamayacağımız birilerini aramaya gideceğiz." (Nicolas Rockfeller 11 Eylül Planı - bombalamadan önce)

*Kaçın Demokrasi Geliyor - Banu Avar

148

Devrilen diktatörler kimdi? 30 - 40 yıldır ABD ve AB'nin ekonomik ve siyasi emir ve desteğini alanlar. Halklarını IMF ve Dünya Bankası emirleriyle aç ve işsiz bırakanlar.

*Kaçın Demokrasi Geliyor - Banu Avar

147

IMF boyunduruğuna alınan hedef ülkede önce işsizlik artar; sonra kargaşa başlar. Yabancı istihbarat ajanları ve bölücü faaliyet ülkeyi kaosa sokar. Sonunda iç savaş çıkar; ardından barış adına NATO ve BM müdahale eder. Bunun adı insani müdahale olur. Ve yabancı güçler zengin kaynaklara sahip topraklara hiç gitmemecesine otururlar. Veya içerden sivil toplum ağları yıllarca fonlanır; üniversiteler, medya sivil ağa alınır. İşsiz ve yoksul halk en ufak kıvılcımla ayaklanır. Liderler devrilir. Demokrasi gelir.

*Kaçın Demokrasi Geliyor - Banu Avar

146

CIA için demokrasinin bir anlamı yoktur! Eğer bir ülkede seçilmiş bir hükümet varsa ve bizimle işbirliği yapıyorsa ne ala! Eğer işbirliğini reddediyorsa, demokratikmiş, değilmiş umurumuzda değildir. (Philip Agee CIA çalışanı)

*Kaçın Demokrasi Geliyor - Banu Avar

145

Japonya'da otomatların çok yaygın olmasının en önemli sebebi Japon halkının para alıp verme konusunda korkunç bir çekincesi olması. Parayı almayı, vermeyi, inanlar arasında elden ele dolaşan parayla işlem yapmayı hiç sevmiyorlar. Tarih boyunca para işiyle uğraşan tüccar sınıf hep aşağılanmış ve para, kelimenin tam anlamıyla "elinin kiri" olarak tanımlanmış. Sizden para alan ve ödeyen kişide bir gerginlik oluşuyor. Bir kasiyere para uzattığınızda parayı elinizden almıyor, kasanın önündeki küçük bir tabakçığa bırakmanızı bekliyor ve yine elinize vermeden tabakçığın üzerine bırakıyor.

*Japon Ne Yapmış - Onur Ataoğlu